11 Mart 2017 Cumartesi

( Hicr Suresi )

( Hicr Suresi )

İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla, 
1-ELİF! LAM! RA! Bunlar, o Kitap’ın; açıklayan Kur’ân’ın ayetleridir. 
2-Ayetlerin görmezlikten gelenler (kafirler), zaman zaman “Keşke biz de tam teslim olanlardan (müslümanlardan) olsak” diye çok arzu ederler. 
3-Bırak onları yesin-içsin hayatın tadını çıkarsınlar, beklentileri kendilerini oyalasın; nasıl olsa yakında öğrenecekler. 
4-Biz hiç bir kenti belli bir kitabı olmadan etkisizleştirmedik. 
5-Bir toplum (ümmet) kendine biçilen süreyi (ecelini) ne kısaltabilir ne de uzatabilir. 
6-Dediler ki “Ey kendisine Zikir (Kitap) indirilen kişi! Sen tamamen cinlerin etkisindesin. 
7-Söylediğin doğruysa bize melekleri getirsene?” 
8-Biz melekleri sadece gerçek bir iş sebebiyle göndeririz. Gönderdikten sonra da onlara artık süre tanınmaz. 
9-O Zikri (Kitabı) sana Biz indirdik Biz. Onu koruyacak olan da Biziz. 
10-Senden önceki insan topluluklarına da elçiler gönderdik. 
11-Onlara ne zaman bir elçi gelse mutlaka hafife alırlar. 
12-Hep böyle olur. Onu (Zikri) suçluların kalplerine işleriz. 
13-Bunlar ona inanmazlar; hâlbuki öncekilere uygulanan kanun açıktır. 
14-Üzerlerine gökten bir kapı açsak, onlar da oradan yukarı çıksalar, 
15-(Yine de) Şöyle derler: “Kesin gözlerimiz döndürülmüş; biz büyülenmiş bir topluluğuz.” 
16-(Birinci kat) Gökte yıldızlar (burçlar) oluşturduk. Seyredenler için onları süsledik. 
17-(Birinci kat) Göğü, taşlanmış şeytanların hepsinden koruduk. 
18-Ancak kulak hırsızlığı(dinleme) yapan olabilir, onu da hemen parlak bir ateş parçası takip eder. 
19-Yeri uzattık, içine oturaklı dağları yerleştirdik. Orada her bitkiyi dengeli olarak bitirdik. 
20-Yeryüzünde sizin için de rızkı size ait olmayan kimseler (akıllı varlıklar) için de yaşam alanları oluşturduk. 
21-Hiç bir şey yoktur ki kaynakları bizim katımızda olmasın. Onu ancak belli bir ölçüye göre göndeririz. 
22-Rüzgârları aşı yapma göreviyle göndeririz. Gökten su indirir, onunla su ihtiyacınızı karşılarız. Onun kaynağı sizin elinizde değildir. 
23-Biziz hayat veren de öldüren de; biz! Ve her şeye biz mirasçı olacağız. 
24-Muhakkak ki biz, sizden yapması gerekenleri yapmış olanları da yapması gerekenleri yapmayıp erteleyenleri de biliyoruz. 
25-Senin Rabbin onların hepsini kıyamet günü bir araya getirecektir. O bilir, doğru kararlar verir. 
26-Biz o insanı kurumuş, yıllanıp kokuşmuş kara balçıktan yarattık. 
27-Cânnı da daha önce zehirli ateşten yaratmıştık. 
28-Bir gün Rabbin meleklere demişti ki “Ben kurumuş, yıllanıp kokuşmuş kara balçıktan bir beşer (insan) yaratacağım. 
29-Onu tamamlayıp içine ruhumdan üflediğimde onun için secdeye kapanın.” 
30-Sonra bütün melekler secde ettiler. 
31-Onlardan bir tek İblis ayrıldı; secde edenlere katılmamakta direndi. 
32-Allah dedi ki “Bak İblis! Sana ne oldu da secde edenlere katılmadın?” 
33-”Kurumuş, yıllanıp kokuşmuş kara balçıktan yarattığın beşere secde edemem” dedi. 
34-Allah dedi ki “Çık oradan! Sen taşlanacaksın. 
35-Hesap verme gününe kadar hep dışlanacaksın (lanetlisin).” 
36-(İblis) Dedi ki “Rabbim! Bunların tekrar dirilecekleri güne kadar bana süre ver.” 
37-(Allah) Dedi ki “Sen kendisine süre verilenlerdensin. 
38-Belli günün vakti gelinceye kadar.” 
39-İblis dedi ki “Rabbim! Beni aşırılığa sevk etmene karşılık ben de bunlara dünyadakileri süsleyeceğim ve hepsini aşırılığa sevk edeceğim. 
40-Sana yürekten bağlı olanları değil.” 
41-Allah dedi ki “Bu, bana varan doğru yoldur. 
42-Kullarımın üzerinde senin bir üstünlüğün (gücün, yetkin) yoktur. Yanlışa saplanıp sana uyanlar başka.” 
43-Cehennem bunların hepsinin buluşacağı yerdir. 
44-Cehennem’in yedi kapısı vardır. Her kapıdan onların bir bölüğü girer. 
45-Allah’tan çekinerek korunmuş olanlar ise bahçelerde ve pınar başlarında olurlar. 
46-“Oralara esenlik ve güvenle girin” denmiştir. 
47-Biz göğüslerindeki kötü bağlantıları söküp atmış oluruz. Kardeşler halinde karşılıklı sedirler üzerindedirler. 
48-Onlar orada yorgunluk nedir bilmezler. Oradan çıkarılacak da değildirler. 
49-Kullarıma bildir ki ben, günahları örterim, ikramım da boldur. 
50-Azabım da şiddetlidir, can yakan bir azaptır. 
51-Onlara İbrahim’in konuklarından da haber ver. 
52-Bir gün İbrahim’in yanına girmişler ve “Selâm(esenlik ve güvenlik dileriz)” demişlerdi. İbrahim: “Biz sizden kuşku duyuyoruz” dedi. 
53-“Kuşkulanma” dediler. “Sana bilgin bir oğlun olacağını müjdelemeye geldik.” 
54-“Yaşlılık üzerime iyice çökmüşken mi müjde getiriyorsunuz? Neyin müjdesini veriyorsunuz?” 
55-Dediler ki “Sana bir gerçeği müjdeliyoruz. Sakın umudunu kesenlerden olma.” 
56-Dedi ki “Sapkınlar dışında kim Rabbinin ikramından umudunu keser?” 
57-İbrahim dedi ki “Ey elçiler! Asıl işiniz nedir? 
58-Deldiler ki “Aslında biz, günaha batmış bir topluluğa gönderildik. 
59-Ama Lut’un ailesi onlardan değildir; ailesinin bütün fertlerini kurtaracağız. 
60-Ama karısını değil. Onun davranışlarını ölçtük, küller altında kalacaklardan olduğu ortaya çıktı.” 
61-Elçiler Lut ailesine vardılar, 
62-Lut dedi ki “Sizler tanınmamış bir topluluksunuz.” 
63-Dediler ki “Hayır, sana bunların inanmak istemedikleri şeyi getirdik. 
64-Sana bunların hak ettiği şeyi getirdik. Bizler dosdoğru kimseleriz. 
65-Gecenin bir bölümünde aileni yola çıkar; sen de arkalarından git. İçinizden kimse geriye dönüp bakmasın. Sizden istenen yere kadar geçip gidin.” 
66-Şu kesin kararı ona bildirdik: “Sabaha girdiklerinde bunların kökü kesilmiş olacaktır.” 
67-Bundan önce şehir halkı, bir birlerine müjdeler vererek gelmişlerdi. 
68-Lut şöyle demişti: “Bunlar benim konuklarım; onların yanında beni utandırmayın. 
69-Allah’tan çekinin de beni rezil etmeyin. 
70-Onlar şu karşılığı vermişlerdi: “Sana kimsenin işine karışma dememiş miydik?” 
71-Lut da şöyle demişti: “Eğer yaklaşmak istiyorsanız, işte kızlarım 
72-(Muhammed!) Senin hayatına yemin ederim ki onlar sarhoşlukları içinde bocalar halde duruyorlardı. 
73-Gün doğarken dehşet bir sesle sarsıldılar. 
74-Oranın altını üstüne getirdik. Üzerlerine pişmiş balçıktan taşlar yağdırdık. 
75-İnceleme yapmak isteyenler için bunda kesin belgeler (ayetler) vardır. 
76-Orası bugün bir yol üzerinde durmaktadırlar. 
77-Bunda inananlar için kesin bir belge (ayet) vardır. 
78-Bir başka gerçek de Eyke ahalisinin zalimlikleridir. 
79-Onlara da hak ettikleri cezayı verdik. Bu ikisi aynı ana yol üzerinde açıkça görülmektedir. 
80-Hicr ahalisi de gelen elçileri yalancı saymışlardı. 
81-Hâlbuki onlara mucizeler (ayetler) vermiştik ama yüz çevirmişlerdi. 
82-Dağları yontar, güven duydukları evler haline getirirlerdi. 
83-Onlar da sabaha girerken dehşet bir sesle sarsılmışlardı. 
84-Kazandıkları şeyler hiçbir işlerine yaramamıştı. 
85-Gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları başka şekilde değil sadece gerçek varlıklar olarak yarattık. Kıyamet saati nasıl olsa gelecektir. Öyleyse onlara hoş görülü ve güzel davran. 
86-Yaratan ve her şeyi bilen Rabbindir. 
87-Sana o mesânîden yedi taneyi ve yüce Kur’ân’ı verdik. 
88-Onlardan kimine verdiğimiz kat kat nimetlere gözlerini dikme, bunun için üzülme. Sen inanıp güvenenlere kol kanat ol. 
89-De ki “Ben her şeyi açıkça ortaya koyan bir uyarıcıyım.” 
90-Nitekim (dinlerini) bölüp ayıranlara da (cezayı) indireceğiz. 
91-Bu Kur’ân’ı parça parça edenlere. 
92-Rabbine yemin olsun ki hepsini sorguya çekeceğiz, 
93-Yaptıkları bu işlerden dolayı. 
94-“Sana ne emredildiyse başlarını çatlatırcasına onlara bildir. Müşriklere de aldırma. 
95-Seni inceden inceye alaya alanlara karşı bizim desteğimiz yeterli olur. 
96-Onlar, Allah ile birlikte başka bir ilah oluşturmuşlardır; nasıl olsa yakında öğrenecekler. 
97-İyi biliyoruz ki onların sözlerinden dolayı için daralıyor. 
98-Her şeyi güzel yaptığından dolayı Rabbine ibadet et ve secde edenlerden ol. 
99-O açık gerçek (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kul olmaya devam et. 


0 yorum:

Yorum Gönder