İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,
(Saffat 37/1)Hep aynı çizgide
olanlara and olsun.,
(Saffat 37/2)Yanlışı, sürekli engelleyenlere,
(Saffat 37/3)Aynı zamanda doğru bilgiden ayrılmayanlara and olsun ki,
(Saffat 37/2)Yanlışı, sürekli engelleyenlere,
(Saffat 37/3)Aynı zamanda doğru bilgiden ayrılmayanlara and olsun ki,
(Saffat 37/4)Sizin ilahınız
tek bir ilahtır.
(Saffat 37/5)O, göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin sahibidir. Güneşin doğuş noktalarının da sahibidir.
(Saffat 37/5)O, göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin sahibidir. Güneşin doğuş noktalarının da sahibidir.
(Saffat 37/6)Biz, en
yakınınızda olan göğü bir süsle; yıldızlarla süsledik.
(Saffat 37/7)Onu, her hayırsız şeytana karşı da koruduk.
(Saffat 37/8)Onlar Mele-i A’lâ’yı (büyük meleklerin toplantısını) dinleyemez; her taraftan taşlanırlar.
(Saffat 37/9)Hep kovulurlar. Azap yakalarını bırakmaz.
(Saffat 37/10)Onlardan kim bilgi hırsızlığı yaparsa, delici bir ateş parçası hemen onun peşine düşer.
(Saffat 37/11)Şu insanlardan tutarlı bir görüş iste; kendi yarattıkları mı güçlüdür, yoksa bizim yarattığımız mı? Biz kendilerini özlü balçıktan yarattık.
(Saffat 37/7)Onu, her hayırsız şeytana karşı da koruduk.
(Saffat 37/8)Onlar Mele-i A’lâ’yı (büyük meleklerin toplantısını) dinleyemez; her taraftan taşlanırlar.
(Saffat 37/9)Hep kovulurlar. Azap yakalarını bırakmaz.
(Saffat 37/10)Onlardan kim bilgi hırsızlığı yaparsa, delici bir ateş parçası hemen onun peşine düşer.
(Saffat 37/11)Şu insanlardan tutarlı bir görüş iste; kendi yarattıkları mı güçlüdür, yoksa bizim yarattığımız mı? Biz kendilerini özlü balçıktan yarattık.
(Saffat 37/12)Sen bu soruya
şaşırdın, ama onlar hafife alıyorlar.
(Saffat 37/13)Doğru bilgiye vurgu yapıldığında o bilgiyle ilgilenmiyorlar.
(Saffat 37/14)Bir âyet gördüklerinde hafife almaya çalışıyorlar.
(Saffat 37/15)Şöyle diyorlar: “Bu, açıkça bir kandırmacadan başka bir şey değildir.
(Saffat 37/16)Yani ölüp de toprak ve kemikler haline geldikten sonra, gerçekten tekrar kalkacak mıyız?
(Saffat 37/17)Geçmiş büyüklerimiz de mi kalkacak?”
(Saffat 37/18)De ki: “Evet! Hem de siz alçaltılmış bir halde olacaksınız.
(Saffat 37/19)Tekrar kalkma işi bir komuta bakar; o zaman anlarlar.
(Saffat 37/13)Doğru bilgiye vurgu yapıldığında o bilgiyle ilgilenmiyorlar.
(Saffat 37/14)Bir âyet gördüklerinde hafife almaya çalışıyorlar.
(Saffat 37/15)Şöyle diyorlar: “Bu, açıkça bir kandırmacadan başka bir şey değildir.
(Saffat 37/16)Yani ölüp de toprak ve kemikler haline geldikten sonra, gerçekten tekrar kalkacak mıyız?
(Saffat 37/17)Geçmiş büyüklerimiz de mi kalkacak?”
(Saffat 37/18)De ki: “Evet! Hem de siz alçaltılmış bir halde olacaksınız.
(Saffat 37/19)Tekrar kalkma işi bir komuta bakar; o zaman anlarlar.
(Saffat 37/20)“Vay başımıza
gelenler; bu, hesap günü yahu!” derler.
(Saffat 37/21)“İşte bu, sizin yalan saydığınız yargı günüdür” denir.
(Saffat 37/22)“O zalimleri, kendilerine eşlik edenlerle[*] ve kulluk ettikleri kimselerle bir araya getirin.
(Saffat 37/21)“İşte bu, sizin yalan saydığınız yargı günüdür” denir.
(Saffat 37/22)“O zalimleri, kendilerine eşlik edenlerle[*] ve kulluk ettikleri kimselerle bir araya getirin.
(Saffat 37/23)Allah ile
aralarına koyduklarıyla beraber onları, Cehennem’in yoluna çevirin.
(Saffat 37/24)Orada durdurun. Onlara soru sorulacak:
(Saffat 37/25)“Size ne oldu ki birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?” (denecek.)
(Saffat 37/26)Aslında o gün onlar tam bir teslimiyet gösterirler.
(Saffat 37/24)Orada durdurun. Onlara soru sorulacak:
(Saffat 37/25)“Size ne oldu ki birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?” (denecek.)
(Saffat 37/26)Aslında o gün onlar tam bir teslimiyet gösterirler.
(Saffat 37/27)Kimisi kimisine
dönüp birbirlerini sorguya çekerler.
(Saffat 37/28)“Sizler bize güç gösterisiyle gelirdiniz” derler.
(Saffat 37/29)Onlar da şöyle cevap verirler: “Hayır, siz inanan kimseler değildiniz.
(Saffat 37/30)Bizim sizin üzerinizde bir üstünlüğümüz(sulta) olamazdı. Aslında sizler taşkınlık eden kimselerdiniz.
(Saffat 37/31)Rabbimizin bizim aleyhimizdeki sözü kesinleşti; çaresi yok, biz o azabı çekeceğiz.
(Saffat 37/32)Sizi hayallere daldırdık ama o hayallere biz de dalmıştık.”
(Saffat 37/33)Onlar o gün o azabı birlikte çekerler.
(Saffat 37/34)Biz suçlulara, işte böyle davranırız.
(Saffat 37/35)Onlara: “Allah’tan başka ilah yoktur” denilince büyüklenirlerdi;
(Saffat 37/36) “Biz, cinlerin etkisine girmiş bir şair için ilahlarımızı bırakır mıyız?” derlerdi.
(Saffat 37/37)Aslında o, gerçeği getirmiş; üstelik önceki elçileri de tasdik etmişti.
(Saffat 37/38)Siz, o acıklı azabı elbette tadacaksınız.
(Saffat 37/39)Ettiğinizden başkasını mı bulacaksınız?
(Saffat 37/40)Allah’a yürekten bağlı kulların hali başka olur.
(Saffat 37/41)Onlar için belli bir rızık vardır.
(Saffat 37/42)Her türden meyveler onlar içindir. Onlar ağırlanırlar.
(Saffat 37/28)“Sizler bize güç gösterisiyle gelirdiniz” derler.
(Saffat 37/29)Onlar da şöyle cevap verirler: “Hayır, siz inanan kimseler değildiniz.
(Saffat 37/30)Bizim sizin üzerinizde bir üstünlüğümüz(sulta) olamazdı. Aslında sizler taşkınlık eden kimselerdiniz.
(Saffat 37/31)Rabbimizin bizim aleyhimizdeki sözü kesinleşti; çaresi yok, biz o azabı çekeceğiz.
(Saffat 37/32)Sizi hayallere daldırdık ama o hayallere biz de dalmıştık.”
(Saffat 37/33)Onlar o gün o azabı birlikte çekerler.
(Saffat 37/34)Biz suçlulara, işte böyle davranırız.
(Saffat 37/35)Onlara: “Allah’tan başka ilah yoktur” denilince büyüklenirlerdi;
(Saffat 37/36) “Biz, cinlerin etkisine girmiş bir şair için ilahlarımızı bırakır mıyız?” derlerdi.
(Saffat 37/37)Aslında o, gerçeği getirmiş; üstelik önceki elçileri de tasdik etmişti.
(Saffat 37/38)Siz, o acıklı azabı elbette tadacaksınız.
(Saffat 37/39)Ettiğinizden başkasını mı bulacaksınız?
(Saffat 37/40)Allah’a yürekten bağlı kulların hali başka olur.
(Saffat 37/41)Onlar için belli bir rızık vardır.
(Saffat 37/42)Her türden meyveler onlar içindir. Onlar ağırlanırlar.
(Saffat 37/43)Ağırlama,
nimetlerle dolu bahçelerde olur.
(Saffat 37/44)Sedirler üzerine karşılıklı kurulurlar;
(Saffat 37/45)Çevrelerinde içki dolu bardaklar dolaştırılır.
(Saffat 37/46)İçenlere zevk veren beyaz renkli içkiler.
(Saffat 37/47)Onlarda ne baş ağrıtıcı bir şey bulunur ne de ondan dolayı sarhoş olurlar.
(Saffat 37/48)Yanlarında gözlerini onlardan ayırmayan iri gözlü kadın hizmetçiler olur.
(Saffat 37/49)O hizmetçiler gün yüzüne çıkmamış yumurtalar gibidirler.
(Saffat 37/50)Cennettekilerden biri diğerine döner; birbirlerine sorarlar.
(Saffat 37/51)Biri; “Benim bir yakın arkadaşım vardı,” der;
(Saffat 37/52)Bana şöyle derdi: “Sen gerçekten inanıyorsun; öyle mi?”
(Saffat 37/53)Biz toprak ve kemikler haline geldiğimiz bir sırada mı? Gerçekten hesaba mı çekileceğiz?”
(Saffat 37/54)“Yukarıya (Araf’a) çıkıp bakar mısınız?” der.
(Saffat 37/44)Sedirler üzerine karşılıklı kurulurlar;
(Saffat 37/45)Çevrelerinde içki dolu bardaklar dolaştırılır.
(Saffat 37/46)İçenlere zevk veren beyaz renkli içkiler.
(Saffat 37/47)Onlarda ne baş ağrıtıcı bir şey bulunur ne de ondan dolayı sarhoş olurlar.
(Saffat 37/48)Yanlarında gözlerini onlardan ayırmayan iri gözlü kadın hizmetçiler olur.
(Saffat 37/49)O hizmetçiler gün yüzüne çıkmamış yumurtalar gibidirler.
(Saffat 37/50)Cennettekilerden biri diğerine döner; birbirlerine sorarlar.
(Saffat 37/51)Biri; “Benim bir yakın arkadaşım vardı,” der;
(Saffat 37/52)Bana şöyle derdi: “Sen gerçekten inanıyorsun; öyle mi?”
(Saffat 37/53)Biz toprak ve kemikler haline geldiğimiz bir sırada mı? Gerçekten hesaba mı çekileceğiz?”
(Saffat 37/54)“Yukarıya (Araf’a) çıkıp bakar mısınız?” der.
(Saffat 37/55)Yukarıdan bakar
ve onu cehennemin tam ortasında görür.
(Saffat 37/56)Ona şöyle der: “Vallahi az kalsın beni de bu hale düşürecektin.”
(Saffat 37/57)Rabbimin iyiliği olmasaydı kesinlikle ben de yaka paça oraya götürülürdüm”
(Saffat 37/58)(Cennetteki arkadaşına döner ve şöyle der:) Artık bize ölüm yok; değil mi?
(Saffat 37/59)Sadece ilk ölümümüz (uykumuz) dışında bir şey yok, değil mi? Artık bize azap da çektirilmeyecek”.
(Saffat 37/56)Ona şöyle der: “Vallahi az kalsın beni de bu hale düşürecektin.”
(Saffat 37/57)Rabbimin iyiliği olmasaydı kesinlikle ben de yaka paça oraya götürülürdüm”
(Saffat 37/58)(Cennetteki arkadaşına döner ve şöyle der:) Artık bize ölüm yok; değil mi?
(Saffat 37/59)Sadece ilk ölümümüz (uykumuz) dışında bir şey yok, değil mi? Artık bize azap da çektirilmeyecek”.
(Saffat 37/60)Bu gerçekten muhteşem
bir kurtuluş!
(Saffat 37/61)Çalışanlar işte böyle bir şeyi elde etmek için çalışsınlar.
(Saffat 37/62)Böyle bir yerde konaklamak mı iyi, yoksa zakkum ağacının yanında konaklamak mı?
(Saffat 37/63)Onu, yanlış davrananlar için bir sıkıntı kaynağı yaparız.
(Saffat 37/64)O, Cehennem’in dibinde biten bir ağaçtır.
(Saffat 37/65)Her bir tomurcuğu sanki bir şeytan başı gibi.
(Saffat 37/61)Çalışanlar işte böyle bir şeyi elde etmek için çalışsınlar.
(Saffat 37/62)Böyle bir yerde konaklamak mı iyi, yoksa zakkum ağacının yanında konaklamak mı?
(Saffat 37/63)Onu, yanlış davrananlar için bir sıkıntı kaynağı yaparız.
(Saffat 37/64)O, Cehennem’in dibinde biten bir ağaçtır.
(Saffat 37/65)Her bir tomurcuğu sanki bir şeytan başı gibi.
(Saffat 37/66)Onlar çaresiz
ondan yer; karınlarını onunla doldururlar.
(Saffat 37/67)Üzerine kaynar su katkılı içecekleri de bulunur.
(Saffat 37/68)Yemekten sonra döndürülüp götürülecekleri yer yine o alevli ateştir.
(Saffat 37/69)Bunlar atalarını yanlışlar içinde bulmuşlardı.
(Saffat 37/70)Hiç düşünmeden onları takibe koyulmuşlardı.
(Saffat 37/71)Onlardan öncekilerin çoğu zaten yanlış yoldaydılar.
(Saffat 37/72)Üstelik aralarından onları uyaran elçiler çıkarmıştık.
(Saffat 37/73)Bak bakalım; uyarılanların sonu nasıl olmuş!
(Saffat 37/74)Ama Allah’ın içi temiz kullarının hali başka olur.
(Saffat 37/75)(Bir gün) Nuh bizi yardıma çağırmıştı; onu ne güzel karşılamıştık.
(Saffat 37/76)Onu ve ailesini o büyük üzüntüden kurtarmıştık.
(Saffat 37/77)Soyunu devam ettirdiğimiz sadece onlar olmuştu.
(Saffat 37/78)Arkadan gelenlerce bu halleriyle anıldılar.
(Saffat 37/79)Çağdaşları arasından Nuh’a selam olsun.
(Saffat 37/80)Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/81)Çünkü o, bize güvenen kullarımızdandı.
(Saffat 37/82)Sonra öbürlerini suda boğduk.
(Saffat 37/83)Onun yolundan gidenlerden biri de İbrahim idi.
(Saffat 37/84)Rabbinin huzuruna sağlam bir yürekle çıkmıştı.
(Saffat 37/85)Bir gün babasına ve toplumuna şöyle demişti: “Siz neye kulluk ediyorsunuz?
(Saffat 37/86)Allah ile aranızda uydurma ilahlar olmasını mı istiyorsunuz?
(Saffat 37/87)“Siz varlıkların Rabbini ne sanıyorsunuz?”
(Saffat 37/88)Sonra yıldızlara şöyle bir bakmıştı;
(Saffat 37/89)Arkasından, “Ben hastayım” demişti.
(Saffat 37/90)Onlar, (İlahlarının onu çarptığı düşüncesiyle) hemen arkalarını dönüp gitmişlerdi.
(Saffat 37/91)Sonra gizlice ilahlarına yönelmiş ve şöyle demişti: “Siz bir şey yemez misiniz?”
(Saffat 37/92)Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?”
(Saffat 37/67)Üzerine kaynar su katkılı içecekleri de bulunur.
(Saffat 37/68)Yemekten sonra döndürülüp götürülecekleri yer yine o alevli ateştir.
(Saffat 37/69)Bunlar atalarını yanlışlar içinde bulmuşlardı.
(Saffat 37/70)Hiç düşünmeden onları takibe koyulmuşlardı.
(Saffat 37/71)Onlardan öncekilerin çoğu zaten yanlış yoldaydılar.
(Saffat 37/72)Üstelik aralarından onları uyaran elçiler çıkarmıştık.
(Saffat 37/73)Bak bakalım; uyarılanların sonu nasıl olmuş!
(Saffat 37/74)Ama Allah’ın içi temiz kullarının hali başka olur.
(Saffat 37/75)(Bir gün) Nuh bizi yardıma çağırmıştı; onu ne güzel karşılamıştık.
(Saffat 37/76)Onu ve ailesini o büyük üzüntüden kurtarmıştık.
(Saffat 37/77)Soyunu devam ettirdiğimiz sadece onlar olmuştu.
(Saffat 37/78)Arkadan gelenlerce bu halleriyle anıldılar.
(Saffat 37/79)Çağdaşları arasından Nuh’a selam olsun.
(Saffat 37/80)Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/81)Çünkü o, bize güvenen kullarımızdandı.
(Saffat 37/82)Sonra öbürlerini suda boğduk.
(Saffat 37/83)Onun yolundan gidenlerden biri de İbrahim idi.
(Saffat 37/84)Rabbinin huzuruna sağlam bir yürekle çıkmıştı.
(Saffat 37/85)Bir gün babasına ve toplumuna şöyle demişti: “Siz neye kulluk ediyorsunuz?
(Saffat 37/86)Allah ile aranızda uydurma ilahlar olmasını mı istiyorsunuz?
(Saffat 37/87)“Siz varlıkların Rabbini ne sanıyorsunuz?”
(Saffat 37/88)Sonra yıldızlara şöyle bir bakmıştı;
(Saffat 37/89)Arkasından, “Ben hastayım” demişti.
(Saffat 37/90)Onlar, (İlahlarının onu çarptığı düşüncesiyle) hemen arkalarını dönüp gitmişlerdi.
(Saffat 37/91)Sonra gizlice ilahlarına yönelmiş ve şöyle demişti: “Siz bir şey yemez misiniz?”
(Saffat 37/92)Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?”
(Saffat 37/93)Kimseye fark
ettirmeden onlara hemen güçlü bir darbe indirdi.
(Saffat 37/94)Hepsi hızla karşısına dikilmişlerdi.
(Saffat 37/95)İbrahim (bir şey olmamış gibi) şöyle demişti: “Sizler kendi yonttuklarınıza mı tapıyorsunuz?
(Saffat 37/96)Sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan, Allah’tır.”
(Saffat 37/97)Onlar da şöyle dediler: “Onun için bir yer yapın da alevli ateşin içine atın.”
(Saffat 37/98)Bununla ondan kurtulmak istemişlerdi; biz de onları en aşağılık bir hale getirdik.
(Saffat 37/94)Hepsi hızla karşısına dikilmişlerdi.
(Saffat 37/95)İbrahim (bir şey olmamış gibi) şöyle demişti: “Sizler kendi yonttuklarınıza mı tapıyorsunuz?
(Saffat 37/96)Sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan, Allah’tır.”
(Saffat 37/97)Onlar da şöyle dediler: “Onun için bir yer yapın da alevli ateşin içine atın.”
(Saffat 37/98)Bununla ondan kurtulmak istemişlerdi; biz de onları en aşağılık bir hale getirdik.
(Saffat 37/99)(Kurtulunca)
şöyle dedi: “Ben Rabbime gidiyorum; o bana doğruyu gösterecektir.
(Saffat 37/100)Ya Rab! Bana iyi birini bağışla” (diye yalvardı).
(Saffat 37/101)Biz de ona, iyi huylu bir erkek çocuğu müjdesi verdik.
(Saffat 37/102)“(İbrahim) ile birlikte çalışacak yaşa gelince ona dedi ki: “Yavrucuğum, rüyamda gördüm; ben gerçekten seni boğazlıyorum. Düşün bakalım, ne dersin?” “Babacığım, ne emrediliyorsa sen onu yap. İnşallah sabırlılardan olduğumu göreceksin.”
(Saffat 37/103)Ne zaman ki ikisi de Allah’a teslim oldu; İbrahim onu, alnı yere gelecek şekilde yatırdı.
(Saffat 37/104)O zaman ona; “Ey İbrahim!” diye seslendik.
(Saffat 37/105)“Rüyanın gereğini yaptın. Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/106)Gerçekten bu, yıpratıcılığı açık bir imtihandı.”
(Saffat 37/107)Ona, onun yerine kurban edeceği büyük bir koç verdik.
(Saffat 37/108)Arkadan gelenler onları bu halleriyle andılar.
(Saffat 37/109)İbrahim’e selam olsun!
(Saffat 37/110)Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/111)O, bize güvenen kullarımızdandı.
(Saffat 37/112)Bir nebi ve salih bir kişi olarak ona İshak’ı müjdeledik.
(Saffat 37/113)Hem İsmail’i, hem de İshak’ı uğurlu ve bereketli kıldık. İkisinin soyundan da güzel davrananlar olduğu gibi kendilerini açıkça kötü duruma sokanlar da oldu.
(Saffat 37/100)Ya Rab! Bana iyi birini bağışla” (diye yalvardı).
(Saffat 37/101)Biz de ona, iyi huylu bir erkek çocuğu müjdesi verdik.
(Saffat 37/102)“(İbrahim) ile birlikte çalışacak yaşa gelince ona dedi ki: “Yavrucuğum, rüyamda gördüm; ben gerçekten seni boğazlıyorum. Düşün bakalım, ne dersin?” “Babacığım, ne emrediliyorsa sen onu yap. İnşallah sabırlılardan olduğumu göreceksin.”
(Saffat 37/103)Ne zaman ki ikisi de Allah’a teslim oldu; İbrahim onu, alnı yere gelecek şekilde yatırdı.
(Saffat 37/104)O zaman ona; “Ey İbrahim!” diye seslendik.
(Saffat 37/105)“Rüyanın gereğini yaptın. Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/106)Gerçekten bu, yıpratıcılığı açık bir imtihandı.”
(Saffat 37/107)Ona, onun yerine kurban edeceği büyük bir koç verdik.
(Saffat 37/108)Arkadan gelenler onları bu halleriyle andılar.
(Saffat 37/109)İbrahim’e selam olsun!
(Saffat 37/110)Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/111)O, bize güvenen kullarımızdandı.
(Saffat 37/112)Bir nebi ve salih bir kişi olarak ona İshak’ı müjdeledik.
(Saffat 37/113)Hem İsmail’i, hem de İshak’ı uğurlu ve bereketli kıldık. İkisinin soyundan da güzel davrananlar olduğu gibi kendilerini açıkça kötü duruma sokanlar da oldu.
(Saffat 37/114)Musa’ya ve
Harun’a da iyiliklerde bulunmuştuk.
(Saffat 37/115)Onları ve halklarını da büyük bir üzüntüden kurtarmıştık.
(Saffat 37/116)Onlara yardım etmiştik de galip gelenler onlar olmuştu.
(Saffat 37/117)Onlara her şeyi açıklayan Kitap’ı da vermiştik.
(Saffat 37/118)İkisine de doğru yolu göstermiştik.
(Saffat 37/119)Arkadan gelenlerce o ikisi, bu halleriyle anıldılar.
(Saffat 37/120)Musa’ya da Harun’a da selam olsun.
(Saffat 37/121)Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/122)O ikisi de bize güvenen kullarımızdandı.
(Saffat 37/123)İlyas da elçilerimizden biriydi.
(Saffat 37/124)Bir gün halkına şöyle dedi; “Siz hiç çekinmez misiniz?”
(Saffat 37/125)Yaratanların en güzelini bırakıp da yardımı Ba’l’dan mı istiyorsunuz?
(Saffat 37/126)Allah sizin Rabbinizdir; geçmiş büyüklerinizin de Rabbi’dir.”
(Saffat 37/127)Hemen onu yalancı saydılar; nasıl olsa onlar da yargı önüne çıkarılacaklardır.
(Saffat 37/128)Allah’a yürekten bağlı kulların hali başka olur.
(Saffat 37/129)Arkadan gelenlerce İlyas bu halleriyle anıldı.
(Saffat 37/130)İlyaslara selam olsun!
(Saffat 37/131)Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/132)Çünkü o, bize güvenmiş kullarımızdandı.
(Saffat 37/133)Lut da elçilerimizdendir.
(Saffat 37/134)Bir gün onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık.
(Saffat 37/135)Ama onlardan bir ihtiyar kadın küller altında kaldı.
(Saffat 37/136)Sonra diğerlerini ortadan kaldırdık.
(Saffat 37/137)Siz sabahları onların üzerlerinden geçiyorsunuz,
(Saffat 37/138)Akşamları da öyle yapıyorsunuz. Aklınızı kullanmaz mısınız?
(Saffat 37/115)Onları ve halklarını da büyük bir üzüntüden kurtarmıştık.
(Saffat 37/116)Onlara yardım etmiştik de galip gelenler onlar olmuştu.
(Saffat 37/117)Onlara her şeyi açıklayan Kitap’ı da vermiştik.
(Saffat 37/118)İkisine de doğru yolu göstermiştik.
(Saffat 37/119)Arkadan gelenlerce o ikisi, bu halleriyle anıldılar.
(Saffat 37/120)Musa’ya da Harun’a da selam olsun.
(Saffat 37/121)Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/122)O ikisi de bize güvenen kullarımızdandı.
(Saffat 37/123)İlyas da elçilerimizden biriydi.
(Saffat 37/124)Bir gün halkına şöyle dedi; “Siz hiç çekinmez misiniz?”
(Saffat 37/125)Yaratanların en güzelini bırakıp da yardımı Ba’l’dan mı istiyorsunuz?
(Saffat 37/126)Allah sizin Rabbinizdir; geçmiş büyüklerinizin de Rabbi’dir.”
(Saffat 37/127)Hemen onu yalancı saydılar; nasıl olsa onlar da yargı önüne çıkarılacaklardır.
(Saffat 37/128)Allah’a yürekten bağlı kulların hali başka olur.
(Saffat 37/129)Arkadan gelenlerce İlyas bu halleriyle anıldı.
(Saffat 37/130)İlyaslara selam olsun!
(Saffat 37/131)Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
(Saffat 37/132)Çünkü o, bize güvenmiş kullarımızdandı.
(Saffat 37/133)Lut da elçilerimizdendir.
(Saffat 37/134)Bir gün onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık.
(Saffat 37/135)Ama onlardan bir ihtiyar kadın küller altında kaldı.
(Saffat 37/136)Sonra diğerlerini ortadan kaldırdık.
(Saffat 37/137)Siz sabahları onların üzerlerinden geçiyorsunuz,
(Saffat 37/138)Akşamları da öyle yapıyorsunuz. Aklınızı kullanmaz mısınız?
(Saffat 37/139)Yunus da
elçilerimizdendir.
(Saffat 37/140)O da bir gün yükünü tam almış bir gemiye kaçmıştı.
(Saffat 37/141)Kur’aya katıldı ve kaybedenlerden oldu.
(Saffat 37/142)Kendini suçladığı bir sırada onu o balık yutuvermişti.
(Saffat 37/143)Eğer o bize tam bağlılık göstermeseydi,
(Saffat 37/144)İnsanların tekrar diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalacaktı.
(Saffat 37/145)Sonra onu açık bir alana attık; hastaydı.
(Saffat 37/146)(O açık alanda) onun üzerini örtecek kabakgillerden bir bitki bitirmiştik.
(Saffat 37/140)O da bir gün yükünü tam almış bir gemiye kaçmıştı.
(Saffat 37/141)Kur’aya katıldı ve kaybedenlerden oldu.
(Saffat 37/142)Kendini suçladığı bir sırada onu o balık yutuvermişti.
(Saffat 37/143)Eğer o bize tam bağlılık göstermeseydi,
(Saffat 37/144)İnsanların tekrar diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalacaktı.
(Saffat 37/145)Sonra onu açık bir alana attık; hastaydı.
(Saffat 37/146)(O açık alanda) onun üzerini örtecek kabakgillerden bir bitki bitirmiştik.
Saffat 37/147)Onu yüz bin,
hatta daha çok kimseye elçi göndermiştik.
(Saffat 37/148)Daha sonra ona inandılar. Biz de onları bir süreye kadar refah içinde yaşattık.
(Saffat 37/149)Şimdi onlardan (Mekkelilerden) sağlam bir görüş iste; kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı?
(Saffat 37/150)Ya da melekleri gözleri önünde dişi olarak mı yarattık?
(Saffat 37/151)Dikkat et; uydurdukları yalandan dolayı söyleyecekleri sadece şudur:
(Saffat 37/152)“Allah’ın çocuğu vardır...” Onlar kesinlikle yalancıdırlar.
(Saffat 37/153)Yani Allah kızları oğlanlara tercih mi etmiş?
(Saffat 37/154)Sizin neyiniz var; nasıl böyle bir yargıya varıyorsunuz?
(Saffat 37/155)Bilginizi hiç kullanmaz mısınız?
(Saffat 37/156)Yoksa açık bir üstünlüğünüz(sulta) mü var?
(Saffat 37/157)Doğru söylüyorsanız yazılı belgenizi getirin.
(Saffat 37/158)Ama onlar, Allah ile o cinler arasında bir soy bağı kurdular. Hâlbuki onlar, kendilerinin de yargı önüne çıkarılacaklarını iyi bilirler.
(Saffat 37/148)Daha sonra ona inandılar. Biz de onları bir süreye kadar refah içinde yaşattık.
(Saffat 37/149)Şimdi onlardan (Mekkelilerden) sağlam bir görüş iste; kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı?
(Saffat 37/150)Ya da melekleri gözleri önünde dişi olarak mı yarattık?
(Saffat 37/151)Dikkat et; uydurdukları yalandan dolayı söyleyecekleri sadece şudur:
(Saffat 37/152)“Allah’ın çocuğu vardır...” Onlar kesinlikle yalancıdırlar.
(Saffat 37/153)Yani Allah kızları oğlanlara tercih mi etmiş?
(Saffat 37/154)Sizin neyiniz var; nasıl böyle bir yargıya varıyorsunuz?
(Saffat 37/155)Bilginizi hiç kullanmaz mısınız?
(Saffat 37/156)Yoksa açık bir üstünlüğünüz(sulta) mü var?
(Saffat 37/157)Doğru söylüyorsanız yazılı belgenizi getirin.
(Saffat 37/158)Ama onlar, Allah ile o cinler arasında bir soy bağı kurdular. Hâlbuki onlar, kendilerinin de yargı önüne çıkarılacaklarını iyi bilirler.
(Saffat 37/159)Onların
yaptıkları bu niteleme ile Allah’ın bir ilgisi yoktur.
(Saffat 37/160)Allah’a yürekten bağlı kulların hali başka olur.
(Saffat 37/161)(Ey müşrikler!) Ne siz, ne de kulluk ettiğiniz varlıklar;
(Saffat 37/162)Ona karşı kimseyi, o kötü duruma sokamazsınız.
(Saffat 37/163)Yönünü cehenneme çeviren kişi başka (onu etkileyebilirsiniz).
(Saffat 37/164)(Bunlar kendilerini şöyle avuturlar:) "Bizden her birinin belli bir makamı vardır.
(Saffat 37/165)Hepimiz aynı çizgideyiz.
(Saffat 37/166)Hepimiz Allah’ın emrinden çıkmayan kimseleriz.”
(Saffat 37/167)Bunlar daha önce şunu da söylerlerdi:
(Saffat 37/168)"Eski insanlara gelen bilgi bizde olsa
(Saffat 37/169)Allah'ın en samimi kulları yine biz oluruz".
(Saffat 37/170)(O bilgi gelince) onu görmezlikten geldiler; ama yakında her şeyi öğrenirler.
(Saffat 37/171)Elçilik yapan kullarımıza sürekli söylediğimiz şu söz vardır:
(Saffat 37/172)“Onlar kesinlikle yardım göreceklerdir.
(Saffat 37/173)Bizim askerlerimiz, kesinlikle galip geleceklerdir.”
(Saffat 37/174)Öyleyse sen bir süreye kadar onlarla dostluğu kes de
(Saffat 37/175)Ne yaptıklarını gör; yakında onlar da görürler.
(Saffat 37/176)Azabımızın çabucak gelmesini mi istiyorlar?
(Saffat 37/177)Azabımız onların sahalarına inince, uyarılmış olan bu kişilerin sabahı ne kötü olur!
(Saffat 37/178)Evet, sen bir süreye kadar onlarla dostluğu kes.
(Saffat 37/179)Kes de neler yaptıklarını gör; yakında onlar da göreceklerdir.
(Saffat 37/180)Gücü elinde bulunduran Rabbin, onların yaptıkları tanımlamalardan uzaktır.
(Saffat 37/181)Bütün elçilere selam olsun.
(Saffat 37/182)Her şeyi güzel yapmak, varlıkların sahibi olan Allah’a özgüdür.
(Saffat 37/160)Allah’a yürekten bağlı kulların hali başka olur.
(Saffat 37/161)(Ey müşrikler!) Ne siz, ne de kulluk ettiğiniz varlıklar;
(Saffat 37/162)Ona karşı kimseyi, o kötü duruma sokamazsınız.
(Saffat 37/163)Yönünü cehenneme çeviren kişi başka (onu etkileyebilirsiniz).
(Saffat 37/164)(Bunlar kendilerini şöyle avuturlar:) "Bizden her birinin belli bir makamı vardır.
(Saffat 37/165)Hepimiz aynı çizgideyiz.
(Saffat 37/166)Hepimiz Allah’ın emrinden çıkmayan kimseleriz.”
(Saffat 37/167)Bunlar daha önce şunu da söylerlerdi:
(Saffat 37/168)"Eski insanlara gelen bilgi bizde olsa
(Saffat 37/169)Allah'ın en samimi kulları yine biz oluruz".
(Saffat 37/170)(O bilgi gelince) onu görmezlikten geldiler; ama yakında her şeyi öğrenirler.
(Saffat 37/171)Elçilik yapan kullarımıza sürekli söylediğimiz şu söz vardır:
(Saffat 37/172)“Onlar kesinlikle yardım göreceklerdir.
(Saffat 37/173)Bizim askerlerimiz, kesinlikle galip geleceklerdir.”
(Saffat 37/174)Öyleyse sen bir süreye kadar onlarla dostluğu kes de
(Saffat 37/175)Ne yaptıklarını gör; yakında onlar da görürler.
(Saffat 37/176)Azabımızın çabucak gelmesini mi istiyorlar?
(Saffat 37/177)Azabımız onların sahalarına inince, uyarılmış olan bu kişilerin sabahı ne kötü olur!
(Saffat 37/178)Evet, sen bir süreye kadar onlarla dostluğu kes.
(Saffat 37/179)Kes de neler yaptıklarını gör; yakında onlar da göreceklerdir.
(Saffat 37/180)Gücü elinde bulunduran Rabbin, onların yaptıkları tanımlamalardan uzaktır.
(Saffat 37/181)Bütün elçilere selam olsun.
(Saffat 37/182)Her şeyi güzel yapmak, varlıkların sahibi olan Allah’a özgüdür.
0 yorum:
Yorum Gönder